HER GENCİN, ‘KENDİNİ YETİŞTİRMEK’ YA DA EN İYİ ŞEKİLDE YETİŞMEK İÇİN BİR KARARI OLMALIDIR.
Sevgili Gençler, bu milletin geleceği sizlersiniz. Sizlere güvenebilmemiz için sizleri bedenen ve ruhen çok iyi yetiştirmemiz gerekmektedir. Peygamber efendimiz 7 yaşında namaza, 10 yaşında oruca alıştırınız, 12 yaşından sonra “onlara danışınız” buyuruyor. Biliyorum sizlere hiç danışmıyoruz. “Bizim doğrularımız size de yetmez mi!” Çünkü özgüveninizi sağlayamadık. Kişilikleriniz her gün darbe alıyor. Söz büyüğün diye öğrettik. Düzene sadakat adına 1 700 000 kişiyi üniversite kapılarına yığdık, birbirinize kırdırıyoruz hala. Çıtayı geçenlerinizi başarılı saydık, diğerlerinize aptal dedik. Halbuki Allah herkesi, en az bir mesleği yapabilecek kabiliyette yaratmış.
Her gün bin kişi, yılda 360 bin kişi liseyi bırakıp vasıfsız işçi olarak sokağa çıkıyor. Meslek lisesi yerine sopa zoruyla zorunlu eğitimi dayatmayla getirdik ve “meslek yok, okuyabildiğin kadar oku” dedik. Aç yaşanır fakat kültürsüz asla! dedik.
Oğlum ahirette azaba düçar olur mu, şöyle sabah namazına yüzüne su serpeyim demek yerine “yatsın, oğlumun okulu var” dedik. Dünya hayatı ahiret hayatına ağır bastı. Hasılı kelam ne dünyanızı sağlayabildik ne de Sizi ahirete hazırlayabildik.
Oluşturduğumuz sınav sistemi, başkasının seçeneğinden en kestirmeden en üç kağıtla ,en doğruyu nasıl buluruma endekslenince, en üçkağıtçımız en başarılı sayıldı. Bu yüzden en çok parayı hangi meslekte, en üçkağıtla ve sadece nota ihtiyacım kadar çalışarak şartlı reflekse güdülediğimiz için öyle fazla düşünmelerine gerek kalmadı.
Mal geldi, mutluluk gelmedi. Şeytan geldi Allah gelmedi. Namaz niyaz hak getire. Varsa bir Cuma o da yeter sayıla. Fakir bir gün uyana. Fakat geç olmaya. Mezara kalmaya.. Ben bu yazıyı yazarken ağlamadıysam, siz şöyle bir nereye gidiyoruz ya hu demediyseniz size de bana da yuf olsun.
Bir gencin en iyi şekilde yetiş(tiril)mesi için öncelikle gereken hususlar tespit edilmelidir. Bunun için öncelikle cevaplanması gereken sorular vardır. Bunlar: ‘İyi nedir? İyi yetişme nedir? Başarı nedir? Muvaffakiyet nedir? Bunlar arasında bir fark var mıdır.
1.Her genç, kendini analiz etmek ve nasıl bir insan olduğuna, neleri yapabileceğine karar vermek durumundadır. Yaşı ilerlerken, yavaş yavaş bir alan seçimi de yapılmalı ve o sahada yoğunlaşmalıdır.
2.Hayatında, iyi yetişmeyi engelleyen şeylerin neler olduğunu da tespit etmeli ve bunların ne kadarını değiştirebileceğinin analizini yaparak bir noktadan hedefine yürümeye başlamalıdır.
3.Kısa ve uzun vadede ne istediğine –en azından- yaklaşık olarak karar vermelidir. Bu konuya, ‘Eğitimin üç ayağı’ adını veriyoruz. Her insanın eğitimi bu üç ayak üzerinde devam etmelidir. Yani; ‘dini-kültürel, meslekî ve hobi eğitimi’ olmak üzere paralel bir eğitim devam etmelidir.
4.Arzu ettiği eğitim için neler yapabileceğini -kendi şartları içinde- tasarlamalıdır. Yani sınandığı bir durum varsa, kendisine özel şartları varsa onları da iyi hesaplamalıdır.
5.Sahasında ve konulu okumaya dikkat etmelidirler. Her gün farklı bir şeyle uğraşma ‘hiçbir şey olamama’ sebebidir.
6.Gençlerin düzenli olarak ettikleri duaları, yaptıkları şükürleri ve daimi olarak ettikleri tövbeleri de olmalıdır. Gençlik dua ve şükrün az, tövbe gerektiren işlerin çok yapıldığı bir dönem olmaktan kurtarılmaya çalışılmalıdır. Her genç, akşam rahat uyuyacak kadar düzgün yaşamalıdır. Ayrıca her genç, kendisinin vatanına, milletine, ümmetine karşı görevleri olduğunu da asla aklından çıkarmamalıdır.
7.Yaptıkları şeyleri küçümsememelidirler; mesela, giyinmeye sağdan başlamak, boş eve girdiğinde kendine selam vermek, tırnakları sağdan kesmeye başlamak bile aidiyet duygusunun alameti olduğundan, önemlidir.
8.Uğraştığı konuda derinleşmeye çalışmalıdır. Bir sahada derinleşmenin iki yolu vardır: a-) O konuyu öğretmek/anlatmak; b-) O konuda yazmak
9.Gereksiz kişilerle, gereksiz tartışmalardan kaçınmalıdırlar. Çünkü tartışmak, çoğu kez enerjinin israfına sebep olur. Dahası tartışmanın çoğu, doğruyu bulmaya yönelik değil, muhataba üstün gelmeye yönelik olduğundan, bir söz düellosuna dönüşür ve faydadan çok zarar verir. Dahası insanlar bazen yeterince bilmedikleri hususları da tartışma konusu haline getirerek kendilerini ve çevrelerini düşünce girdabına sokarlar. Bu türlü tavırlardan uzak durmalıdırlar. ‘Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız, fakat bir şey bilmediğiniz konularda niçin tartışıyorsunuz?’(Al-i İmran, 66) buyurarak Âlemlerin Rabbi bu tavrı hoş bulmadığını ifade etmektedir.
10.İmkân ölçüsünde, gezmek, görmek de faydalı olur. Böyle bir faaliyet uygun birileriyle beraber yapılmaya çalışılmalı ya da istenilen birisiyle tanışıp görüş alış verişiyle taçlandırılmalıdır.
11.Hayatı ve eserleriyle toplum üzerinde etkili olan kişileri dinlemek ve gerekli konularda, onlardan nasihatler almak da faydalıdır.HZ Ali nin ‘Nasihat, dünyanın en pahalı hazineleri kadar kıymetli olduğu halde, ekseriya pek ucuza satılır. uyarısını da dikkate almak gerekir. Çünkü Hz Peygamber, kişinin yaşam tarzı olarak tanımlanabilen ‘din’ kelimesi için şöyle buyurmuşlardır: ‘Din nasihatten ibarettir. Sordular: - Kimin için ey Allah’ın Resulü? – Allah için, Kitabı için, Resulü için, Müslümanların önderleri ve hepsi için. Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir, ona yardımını kesmez, ona yalan söylemez, ona zulmetmez, her biriniz kardeşinin aynasıdır. Onda bir kusur görürse bunu ondan gidersin.’( Tirmizi, Birr, 17,18)
12.‘Din, tarih, dil, edebiyat vs. gibi’ konularda genel kültüre sahip olmaya çalışmalıdır. Çünkü bunlar bir toplumu millet yapan unsurlardır.
13.Her genç; güzel, doğru, düzgün konuşmayı bir gaye olarak görmelidir. Çünkü iletişimin en güzel yolu konuşmaktır. ‘Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra Şeytan aralarını bozar. Çünkü Şeytan insanın apaçık düşmanıdır.’(İsra, 53) ikazı, bu hususta ciddi sorunlar yaşanması sebebiyle herkesi uyarır.
14.Öfke ile hareket etmekten ve erken yaşlarda büyük ve ciddi kararlar almaktan kaçınmalı, kendilerine ve çevrelerine karşı affedici olmalıdırlar.
15.Zamanı, şartları oluşmadan ve evlilik gayesi olmadan karşı cinse yönelmek ve gündemi bununla doldurmak, kişiyi ruhsal bakımdan yorgun düşürür ve gelişimini engeller. Karşı cinse ilgi normaldir fakat bunun ölçülerine dikkat etmek gerekir. ‘Allah, sizin onları (karşı cinsi) düşündüğünüzü bilmektedir. İçinizde olanı bildiğini bilin de O’ndan çekinin.’(Bakara, 235) Elbette öyledir, ‘Hiç yaratan (yarattığı şeyin fıtratını) bilmez mi? O gizli sırlara da vâkıf ve haberdardır.’(Mülk, 14) Şartları oluşmadan, yersiz ve yorgunluk veren ve en önemlisi helal olmayan davranışlardan kaçınmalıdırlar.
16.Zamanı geldiğinde, ‘sevgi ve hoşlanma’ duyguları ihmal edilmeden, ortak paydası çok evlilikler yapmaya çalışılmalıdırlar. Bu konuda her genç ailesini yanına almalı, onlarla istişare etmeli, uygun büyüklerinin tavsiyelerini de dikkate almalıdır. Uygun evlilik, kişinin gelişip yetişmesi sürecinin yarı yolda kalmaması için faydalı ve hatta gereklidir.
17.Her genç ve her insan kendisinin dünya okulunda bir öğrenci olduğunu unutmadan hayat yolunda yürüyüşünü devam ettirmelidir. Neden bu dünyada olduğunun ve bir gün muhakkak gideceğinin farkında olmalıdır. Herkes hem kendisinin hem de çevresindeki herkesin her açıdan bir olgunlaşma sürecinin olduğunu unutmamalıdır. Dünyaya gelenlerin eli boş gitmemesi için bu gereklidir. Ya da Tahirü’l-Mevlevî’nin mezar taşı yazısı gibi:‘Eli boş gidilmez gidilen yere/Boş gelmedim Ya Rab ben suç getirdim/Dağlar çekemezken o ağır yükü/ İki kat sırtımla çok güç getirdim.’ dememek için doğru yaşamak ve öğrenciliği bitirmemek bir mecburiyettir.
18.‘Ya öğrenen ol, ya öğreten ol, başka olma helâk olursun.’ nebevî ölçüsünü, biz yaşadığımız çağın cesurca ve kolayca zamanımızı çalması sebebiyle ‘Hem öğrenen ol hem öğreten ol, başka olma helâk olursun.’ şeklinde kendi sosyal şartlarımız için uyarlamak durumundayız. Bu emri, bir insanı maddi ve manevi anlamda hayatta tutan her husus için tutmak elzemdir. Yani kültürel, dinî, meslekî vs. gibi
Selamlarımı sunarken bu memlekete bir tuğla dikmiş her kişiye ve canını veren er kişiye bağrımın taaaaa içinden en halisane şükranlarımı sunuyor, huzuru ilahide ellerinden defalarca öpüyor ve o muhterem, nadide müslüman insanlarımızı, Cenabı Hakk’ın ikramların en güzeliyle ikramlandırmasını diliyorum
Gençlerle Muhatap Olanlar! Gençler, istediğiniz gibi değil, yetiştirdiğiniz gibi olurlar. Çocukların ve gençlerin nasıl olmasını istiyorsunuz? Bunun için ne yapıyorsunuz?
Bahri OLCAY
BAŞKAN